Teolojinin Jeopolitiği
Teolojinin jeopolitiği, Mezopotamya-Akdeniz havzasının kadim politik paradigmasıyla 21. yüzyılın parametreleri arasındaki geçişkenliğe dair önermeler de içeriyor.
- ahmetozcan
- 15 Eylül 2017
- 0 Comment
Teolojinin jeopolitiği, Mezopotamya-Akdeniz havzasının kadim politik paradigmasıyla 21. yüzyılın parametreleri arasındaki geçişkenliğe dair önermeler de içeriyor.
1914 yılı, Osmanlı devletinin parçalandığı I. Dünya savaşının başlangıç tarihi. 2014 yılında bu büyük savaşın yüzüncü yılını idrak edeceğiz.
Hasbihal edeceğimiz tüm gençlere ve genç ruhlara selam olsun…
Davası olmayan adam değildir!
Dünyayı niçin değiştirelim?
Haysiyet davası!
Ortak Dava: Adalet Cumhuriyeti
Artık Gavura gavur demek serbesttir!
Eskiler, kötülüklerin kol gezdiği ve umudun azaldığı günler için kıyamet öncesindeyiz manasında ‘ahir zaman’ derdi.
15 temmuz’da bu deli gömleği giymiş olanlar hariç herkes, kelimenin tam manasıyla “millet olma şuuru”yla davrandı. Bundan sonrası işte bu ruhun, bu şuurun devletleşmedir.
Günün görevi bizim kadim devleti yeniden inşa etmektir. İşte o zaman ne mezhep savaşı kalır ne etnik savaş kalır.
Organik bir bütünlük olarak her toplumun sosyo-kültürel yapısı ile siyasal düzeni arasında karşılıklı bir belirlenim/etkileşim ilişkisi vardır. Siyasetin, bir güç temerküzü ve dağılım süreci olarak şekillendiği her durumda bu ilişkinin niteliği, bütün bir toplumsal yapıya ilişkin ipuçları verir. Birbiriyle bağlantılı olsa da, üretim tarzı, coğrafi koşullar, kültürel gelenekler, inanç sistemi gibi farklı faktörler, ayrı ve…
“Birisi geldi;bir dostun, bir sevgilinin kapısını çaldı; sevgilisi, kimsin a güvenilir er, dedi. Adam,’benim’ deyince, git dedi; şimdi çağı değil; böylesine sofrada ham kişinin yeri yok. Ham kişiyi ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir, ikiyüzlülükten ne kurtarabilir? O yoksul gitti; tam bir yıl yollara düştü; sevgilinin ayrılığıyla kıvılcımlar saçarak cayır cayır yandı. O yanmış-yakılmış kişi pişti;…
Eski çağlarda ordular kentleri aylarca kuşatmada tutar, bir tür psikolojik harp taktiğiyle kenti teslim olmaya mecbur bırakacak kıvama kadar beklerlerdi. Ulaşım, gıda ve her tür yaşam ihtiyacı tükenene kadar direnen kentler sonunda kısa çarpışmalarla düşer ya da teslim olurdu. Kentlerin ele geçirilmesinde İspanyol komutan Cortesin taktiği ise, iktidardaki kabileye rakip olan kabilelerin desteğini sağlamak ve…